Danışmanlık

09.00-20.00 Arasında

WhatsApp

0545 386 23 21

Ceza Avukatı

Mihraç Çoban

Blog

Hukuk davalarında da ceza yargılamalarında da temyiz kanun yolu mevcuttur. Fakat bu yazıda ceza yargılamalarındaki temyiz kanun yolundan bahsedeceğiz. Temyiz, istinaf mahkemelerinin (Bölge Adliye Mahkemelerinin ilgili Ceza Daire’lerinin) verdiği karara karşı bir üst mahkemeye taşınarak (Yargıtay Ceza Daire’lerinde) tekrardan incelenmesidir. Taraflar istinaf mahkemesine başvurarak Bölge Adliye Mahkemesinin verdiği kararın bozulması isteminde bulunurlar.

Temyiz Süresi Kaç Gündür?

Temyiz süresi, istinaf mahkemesi kararının sanığa veya varsa ceza avukatının tefhiminden (yüzüne karşı kararın okunması) veya tebliğinden itibaren 15 gündür. Bu sürecin son günü tatil gününe denk gelme durumunda bir sonraki iş günü beklenir.

Nasıl Temyiz Başvurusu Yapılır ?

Öncelikle istinaf mahkemesi kararının sanığa veya sanığın ceza avukatına tefhim edildiyse önceki yazımızda da belirttiğimiz gibi süre tutum dilekçesi verilmesi gerekmektedir. Bu işlemin ardından kararın sanık veya varsa ceza avukatına tebliğinden sonra istinaf mahkemesine (bölge adliye mahkemesine )temyiz dilekçesi vererek yapılır. Önerimiz ; temyiz dilekçesi gibi hayati derecede önemli bir dilekçeyi kendiniz yazmamanız, mutlaka bir ağır ceza avukatı veya ceza avukatı aracılığıyla yazmanızdır.

Hangi Kararlar Temyiz Edilemez ?

Tekrar etmekte fayda olduğunu düşünerek, lütfen böyle önemli bir dilekçeyi kendiniz hazırlamayınız. Önerimiz Ankara Ağır Ceza Avukatı ile bu dilekçeyi hazırlamanızdır.

Bu makalede sizlere Ceza Yargılamasında Süre Tutum Dilekçesi
nin ne olduğudan,süre tutum dilekçesi verilmez ise sonuçlarının ne olacağından
bahsedeceğiz. Sizlere yardımcı olmak umuduyla, süre tutum dilekçesi örneği de
ekleyeceğiz.
Aslında Süre Tutum Dilekçesi doktrinde yer almayan bir
husustur. Ancak zaman içerisinde uygulama esnasında ve Yargıtay İlgili Ceza
Daireleri’nın kararlarıyla birlikte doğan bir dilekçe türüdür.

Bilindiği gibi Ceza yargılamalarında kısa karar tefhim edildiğinden,(Yani
sanığın veya vekilinin yüzüne okunduğundan) Bölge Adliye Mahkemeleri’nin bu
kararı ilgili ceza dairelerine gönderilmek üzere itiraz süresi(yani istinaf
etme süresi) veya Yargıtay Ceza Dairelerine itiraz süresi( yani temyiz etme
süresi) tefhimden itibaren başladığından; bu sürede itiraz etmek için bir
dilekçe verme zorunluluğu bulunmaktadır. bu dilekçeye uygulamada Süre
Tutum Dilekçesi
denilmektedir.

Ceza Yargılamasında Süre Tutum Dilekçesi Verilmez İse Ne Olur ?

Süre tutum dilekçesi verilmez ise Ağır Ceza Mahkemelerinin,
Asliye Ceza Mahkemelerinin verdiği kararlara itiraz edilmemiş sayılır
dolayısıyla verilen karar kesinleşir. Sanık açısından kararın kesinleşmesi geri
dönüşü telafi edilemeyecek mağduriyetlere ve sanığın aleyhine olacaktır. Mesela
Bir sanık bir suçtan 4 yıl 2 ay hapis cezası almış olsun. Bu karar tefhim
edildiğinden 7 gün içinde süre tutum dilekçesi verilmelidir aksi takdirde o
karar kesinleşecek ve 4 yıl 2 ay hapis cezası infazı gerçekleşecektir. Karar
hukuka aykırı olsa dahi karar kesinleşecek itiraz hakkı ortadan kalkacaktır.

Ceza Yargılamasında Süre Tutum Dilekçesi Örneği
Öncelikle Süre Tutum Dilekçesi ni kendiniz vermemenizi, Ankara
Ağır Ceza Avukatları
ndan birine Ankara Ağır Ceza Avukatı
vasıtasıyla vermenizi öneririz. Süre Tutum Dilekçesi konusunda bizimle de iletişime
geçebilirsiniz. Ancak her ihtimale karşı buraya bir süre tutum dilekçesi
bırakıyoruz.
ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ CEZA DAİRESİ’NE
Gönderilmek Üzere
ANKARA …. AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NE

DOSYA NO : (mahkeme esas numarası)

İSTİNAF EDEN
SANIK : (adınız, soyadınız TC’niz ve adresiniz)

KONU :Ankara ….. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …….. sayılı dosyasında verilen ….
tarihli, mahkumiyetime ilişkin usul ve yasaya aykırı olan kararın KALDIRILMASI
istemini içerir istinaf süre tutum dilekçesidir.

Ankara …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2020/….. E. 2021/…. K. Sy. 15.04.2021
tarihli kararı ile tarafıma mahkumiyet hükmü verilmiştir. Mahkemece eksik
inceleme ve araştırma yapılmıştır. Tarafıma beraat verilmesi gerekirken,
mahkumiyet hükmü verilmesi usül ve yasaya aykırıdır. İşbu sebeplerle hukuka
aykırı bu mahkumiyet hükmünü istinaf etme zaruriyeti doğmuştur.
Yukarıda arz ve izah ettiğim nedenlerle, Ankara …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin
2020/….. E. 2021/…. K. Sy. 15.04.2021 tarihli kararını istinaf ettiğimi bildirir,
gerekçeli karar yazıldığında gerekçeli istinaf dilekçesi yazma hakkım saklı
kalmak kaydıyla, işbu hukuka aykırı kararın istinaf incelemesi neticesinde
kaldırılarak tarafıma beraat kararı verilmesini saygılarımla talep ederim.
15.04.2021
İstinaf Eden Sanık

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, halk arasında hakim
“şu kadar yıl suça karışmayacaksın” dedi veya hakim şu kadar yıl denetim verdi
şeklinde bilinen gerçekte kanunun verdiği belli bir süre suç işlemeyecek ve
belirli yükümlülüklere uyulmak şartıyla ceza kararının kaldırılması veya
davanın düşmesi durumudur.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararı verilmesi
durumunda, ortada sonucuna katlanılacak bir mahkeme hükmü yoktur. Yani HAGB
kararı verilmesi durumunda hakimin sanığa tabiri caizse “Sana belli bir süre
veriyorum bu süre içinde suç işlemezsen aramızda kalır, fakat işlersen önceki
suçunu yeni suçuna eklerim” demesi gibidir.

Tabii ki HAGB her hüküm için uygulanmaz. HAGB’nin uygulanma koşulları
vardır.
1)Sanığın geçmiş dönemde kasten işlenmiş bir suçtan hükmü bulunmaması
gerekmektedir.
Yani kanun koyucu deyim yerindeyse diyor ki : “kasıtlı işlediğin bir suçtan
hüküm giydiysen sana HAGB veremem” demek istediğim şudur ki sadece taksirle
işlenen suçlarda HAGB kullanılabilir. Örneğin taksirle yaralama suçundan hüküm
giyen biri HAGB alabilir.
2)Sanığın yargılama sırasındaki davranışları sonucu, hakimin bir daha suç
işlemeyeceği kanaatine varmış olması
Hakimin, sanığın tekrar suç işlemeyeceğini düşündüğü takdirde HAGB verme durumu
artar. HAGB verme noktasında hakimin takdir yetkisi söz konusu olabilir.
3)Suç nedeniyle oluşan zararın karşılanması.
Suç yüzünden bir zarar meydana geldiyse bu zararın giderilmesi gerekmektedir.
4)Hükmedilen cezanın 2 yıl veya üzeri hapis cezası veya adli para cezası olması
Eğer hükmedilen ceza 2 ay veya aşağısı ise HAGB kararı verebilir.

Hakim bu koşulları taşıdığı takdirde HAGB kararı verebilecektir. Ek bir
bilgi olarak HAGB kararı adli sicil kaydında görünmez. HAGB konusunda
profesyonel bir hukuki destek almak isterseniz Ankara Ceza Avukatları
arasından, Ankara Ceza Avukatı na ulaşabilirseniz.

Tutukluğun aslen iki ana amacı vardır. Birinci amacı Cumhuriyet Başsavcılıklarının açmış olduğu soruşturmalarda şüphelinin, Ağır Ceza Mahkemeleri ve Asliye Ceza Mahkemeleri evlerinde ise sanığın delilleri toplanmasına ve delillerin karartılmasına engel olmaktır.  

İkinci amacı ise Cumhuriyet Başsavcılıklarının açmış olduğu soruşturmalarda şüphelinin, Ağır Ceza Mahkemeleri ve Asliye Ceza Mahkemeleri evlerinde ise sanığın kaçmasını önlemektir.  

İşte bu nedenlerle  sanık veya şüpheli tutuklanır. İlgili tutukluluk kararlarına, sanık veya şüphelinin itiraz hakkı yok mudur ? Tabii ki vardır.  

TUTUKLULUĞA İTİRAZ

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 101. Maddesinin 5. Fıkrası, 104. Maddesinin 2. Fıkrası, 267. Ve 268. Maddeleri gereğince, tutukluluğa itiraz süresi 7 gündür. Bu itirazı sanığın veya şüphelinin kendisi ve varsa eşi de yapabilmektedir ancak; avukatı vasıtasıyla yapabilecektir. Ankara Ceza Avukatı ve Ankara Ağır Ceza Avukatı, Tutukluluk Kararına İtiraz Konusunda uzmanlaşmış avukatlardır.  

Ankara Ceza Avukatı ve Ankara Ağır Ceza Avukatı tutukluk süreci ve tutukluluğa itiraz süreçlerinde tüm haklarını sanığa ve şüpheliye hatırlatma noktasında yardımcı olacaktır. Delillerin toplanmasını isteme noktasında yardımcı olacak, susma hakkını kullanması gerektiği yerlerde bilgi vererek, sanık veya şüpheliyi gerekli hukuki bilgi ve tecrübelerinden faydalandırma noktasına yardım edeceklerdir.  

Bir şüpheli veya sanığın tutuklanabilmesi için Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve tutukluluk nedeninin bulunması gerekmektedir.  

Netice olarak kolluk ifadesinde ve sulh ceza hakimliği aşamalarında haklarını tam olarak kullanabilmek ve mağduriyet yaşamamak için Ankara Ağır Ceza Avukatları arasından Ankara Ağır Ceza Avukatı veya Tutukluluk Avukatı ile çalışmanızı tavsiye ediyoruz. 

Hakaret Davası, Ankara Ceza Avukatı ile beraber veya kendiniz, kolluk birimlerine veya doğrudan Cumhuriyet Başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunarak hakaret davası açılabilir. 

Hakaret Davasında, Hakaret Suçunun Cezası Ne Kadardır ? 

Hakaret suçunun cezası Türk Ceza Kanunu “Şerefe Karşı İşlenen Suçlar” bölümünün “Hakaret” Başlıklı 125. Maddesi gereğince üç aydan iki yıla kadardır. Ancak nitelikli hallerinde alt sınırı bir yıldan aşağı olamayacağı öngörülmüştür. Yine kanunda bir artırım olarak suçun aleni şekilde işlenmesi halinde 1/6 oranında cezanın artırılması yazmaktadır.  

Hakaret Davalarında Zamanaşımı Kaç Aydır ? 

Hakaret suçunda 6 aylık zamanaşımı vardır. Yani 7 ay sonra suç duyurusunda bulunursa zamanaşımına uğradığından, suçun faili cezalandırılmayacaktır. 

Hakaret Suçunun Karşılıklı İşlenmesi Halinde Ne Olur ? 

Hakaretin karşılıklı işlenmesi halinde, hakim 1/3’e kadar indirebilir veya cezalandırmayabilir.  

Hakaret Suçunda Şikayetten Vazgeçme Olabilir mi? Vazgeçilirse Dava veya Soruşturma Düşer mi ?  

Hakaret suçunun soruşturma yapılması ve devam ettirilmesi ve kovuşturma yapılması ve devam ettirilmesi şikayete bağlı olan suçlardandır. Ancak Hakaret suçunun cezası Türk Ceza Kanunu “Şerefe Karşı İşlenen Suçlar” bölümünün “Hakaret” Başlıklı 125. Maddesi 3. Fıkrasının a bendindeki Kamu Görevlisine Hakaret etmek hariç şikayetten vazgeçebilir.  Yani sizlere hakaret eden bir yakınınızı kızgınlıkla şikayet etmiş olsanız dahi, yakınız kamu görevlisi ve kamu görevinden dolayı hakaret etmediyseniz; şikayetinizden vazgeçmeniz halinde ilgili soruşturma ve kovuşturma düşecektir.  

Hakaret Suçu Uzlaştırmaya Tabii Midir ? 

Hakaret suçu uzlaştırmaya tabi suçlardandır. Ancak Hakaret Suçunda Türk Ceza Kanunu “Şerefe Karşı İşlenen Suçlar” bölümünün “Hakaret” Başlıklı 125. Maddesi 3. Fıkrasının a bendindeki Kamu Görevlisine Hakaret etmek uzlaştırmaya tabi değildir.  

Yargıtay’ın Hakaret Saymadığı Kelimeler  

Aşağıda yazılı kelimeler Yargıtay Ceza Dairelerinin Bazı Kararlarına Göre Hakaret Sayılmamıştır.  

-“Beceriksiz, karaktersiz” şeklindeki söylem 

-“… sen aciz zavallı bir insansın şu haline bak” 

-“sen ne karışıyorsun lan” 

-“Çingene” 

-Beddua niteliğindeki sözler 

-Kapıyı çarparak odadan çıkmak 

-“sen muhatabım değilsin defol git” 

-“Ulan Allahsız. Telefona cevap vermemek adamlık mı” 

-“dinsiz, imansızlar” şeklindeki hitap 

Ankara Cinsel Suçlar Avukatı olarak sizlere bu makalemizde cinsel suçlar hakkında bilgilendirme yapmaya gayret edeceğiz. Hem mağdur ve hem şüpheli/sanık vekili olarak cinsel suçlarda müvekkillerimizin hakkını savunmaya her zaman olduğu gibi devam etmekteyiz. Öncelikle belirtmeliyiz ki, cinsel suçlar 5237 sy. Türk Ceza Kanunu’nun Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar adli Altıncı Bölümünde, 102-105 maddeleri arasında düzenlenmiştir.  

Bu suçlar : 

  • Cinsel Saldırı Suçu 
  • Çocukların Cinsel İstismarı 
  • Reşit Olmayanla Cinsel İlişki 
  • Cinsel Taciz 

CİNSEL SALDIRI SUÇU 

Cinsel Saldırı Suçu Türk Ceza Kanunu’nun 102. Maddesinde düzenlenmiştir. Kanunun ilgili maddesinde, sarkıntılık düzeyinde bir cinsel saldırı halinde 2 yıldan 5 yıla kadar ceza öngörmüştür. Sarkıntılık düzeyini aşan (ancak fiilin organ ve sair cisim sokulması suretiyle gerçekleşmeyen) cinsel davranışla vücut dokunulmazlığı ihlal hallerinde ise; 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Bu durumlar takibi şikayete bağlı hallerdir. Yani mağdurun şikayetten vazgeçmesi halinde, dosya düşecektir.  

Cinsel Saldırı Suçunun, sair cisim veya organ sokmak suretiyle gerçekleşmesi halinde ise 12 yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmedilir ve takibi şikayete bağlı değildir. Ancak bu suçun eşe karşı işlenmesi halinde, soruşturma ve kovuşturma yapılması; cinsel saldırıya uğrayan eşin şikayetine bağlıdır.  

Cinsel Saldırı Suçu’nu düzenleyen 102. Maddenin devamında ise bu suçun nitelikli halleri düzenlenmiştir. Cinsel Saldırı suçu dosyaları, gerek kolluk ifadesi, gerek soruşturma aşaması gerekse kovuşturma – istinaf – temyiz aşamaları  hem mağdur hem şüpheli/sanık açısında şiddetle vekille takip edilmesini tavsiye ettiğimiz dosyalar arasındadır. Cinsel saldırı dosyaları ile alakalı Cinsel Suçlar Avukatı olarak bizimle irtibata geçebilirsiniz.  

CİNSEL İSTİSMAR SUÇU  

Cinsel İstismar Suçu Türk Ceza Kanunu’nun 103. Maddesinde Çocukların Cinsel İstismarı adıyla düzenlenmiştir. Çocuk deyiminden ne anlamalıyız ? Türk Ceza Kanunu bu sorunun cevabını 6. Maddede söylemiş. 6. Madde 1. Fıkra b bendinde, çocuk deyiminden  18 yaşını doldurmamış kişiyi anlamamız gerektiğini yazmıştır. Yani Ceza Hukuku Anlamında, 18 yaşının altındaki bireyler çocuk olarak anlaşılacaktır. Peki Cinsel İstismar Nedir ?  103. Madde cinsel istismar ın tanımını madde içerisinde yapmıştır. Cinsel İstismardan Anlamamız gereken 

  • 0 yaş ile 15 yaş arasındaki çocuklara karşı gerçekleştirilen cinsel davranışlar  (veya 15 yaşını tamamlamış olmasında rağmen anlam ve sonuçlarını anlama yeteneği gelişmemiş olan çocuklar)    
  •  15-18 yaş arasındaki çocuklara ise cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar.  

15-18 yaş arasındaki çocuklarla(anlam ve sonuçları algılayabilen çocuklarla)  rıza ile bir cinsel davranış gerçekleşmesi halinde, eğer cinsel birliktelik yok ise cinsel istismar suçu oluşmayacak; eğer cinsel ilişki gerçekleşir ise Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu oluşacaktır.  

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu  

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu Türk Ceza Kanunu’nun 104. Maddesinde düzenlenmiştir. 15-18 yaşındaki biriyle, cebir, şiddet veya hile olmadan ilişkiye girilmesi halinde bu suç oluşacaktır. Kanunda bu suçun cezası 2 yıldan 5 yıla kadar  hapis cezası olarak düzenlenmiştir.  Bu suç da takibi şikayete bağlı suçlar arasındadır. Ancak maddenin devam fıkralarında suçun hangi hallerde şikayete bağlı olmadığını ve bu hallerde hapis cezasının kaç yıl olacağını düzenlemiştir.  

Peki Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu’nda burada şikayeti 15-18 yaş arasındaki mağdur mu yapacaktır, yoksa mağdurun anne-babası olan velileri mi yapacaktır ? Yada şöyle soralım ve yanıtlayalım:  reşit olmayan mağdur şikayetçi olmayıp, anne babası şikayetçi olursa ne olur ? Hemen cevaplayalım. Eğer reşit olmayan mağdur şikayetçi olmazsa, anne baba şikayet etse bile bir önemi olmayacaktır. Veya soruşturma-kovuşturma aşamasında mağdur şikayetinden vazgeçer de anne baba vazgeçmez ise; yine düşmesine karar verilecektir.   Netice olarak burada mağdurun şikayeti önemlidir. Mağdurun şikayet süresi ise 6 aydır.  

CİNSEL TACİZ SUÇU  

Cinsel Taciz Suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 105. Maddesinde düzenlenmiştir. İlk fırkasında suçun basit halinde üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmedileceği belirtilmiştir. Ancak cinsel taciz suçunun çocuklara karşı işlenmesi halinde 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı belirtilmiştir. Suçun çocuğa karşı işlenmeyen basit hali şikayete bağlıdır. Ancak çocuğa karşı işlenen hali şikayete bağlı değildir. 

Cinsel Taciz Suçu’nun toplumda karıştırılan bir yanı var. Özellikle cinsel saldırı veya istismar suçunun bazı halleriyle karıştırıldığına şahit olmaktayız. Cinsel Taciz suçu, 105. Maddenin gerekçesinde tanımlanmıştır. Madde gerekçesi “Cinsel taciz, kişinin vücut dokunulmazlığının ihlâli niteliği taşımayan cinsel davranışlarla gerçekleştirilebilir. Cinsel taciz, cinsel yönden, ahlak temizliğine aykırı olarak mağdurun rahatsız edilmesinden ibarettir.” şeklindedir.  Madde gerekçesinden de anlaşılacağı üzere vücut dokunulmazlığının ihlalini taşımayacaktır. Yani cinsel taciz de fiziksel bir dokunma eylemi yoktur. Şayet fiziksel bir müdahale boyutuna geçilmesi halinde, cinsel saldırı, sarkıntılık, çocuğun cinsel istismarı veya reşit olmayanla cinsel ilişki suçu oluşabilecektir. Burada madde gerekçesinden de anlaşılacağı üzere ahlaka aykırı olarak mağdurun rahatsız edilmesidir. Ek olarak maddenin devamında belirtildiği üzere mağduru cinsel yönden, rahatsız etmesi gerekmektedir.  

Cinsel Taciz Suçu’nu değerli okuyucularımızın daha iyi anlaması açısından birtakım örnekler verelim.  

  • Şüphelinin mağdura “öpebilir miyim” cümlesini Yargıtay cinsel taciz olarak kabul etmiştir.  
  • Şüphelinin mağdura “bir gece beraber olabilir miyiz?” cümlesini cinsel taciz olarak kabul etmiştir.  
  • Şüphelinin mağdura “…. Lira vereyim seninle yatalım” cümlesini Yargıtay cinsel taciz olarak kabul etmiştir. 
  • Şüphelinin mağdura ““sizinle tanışmak ve buluşmak istiyorum, sevgiler ….. ” cümlesini Yargıtay cinsel taciz olarak kabul etmiştir. 
  • Şüphelinin mağdura “Haydi birlikte kaçalım” cümlesini Yargıtay cinsel taciz olarak kabul etmiştir. 
  •  

Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Göründüğü üzere bu eylemlerde fiziksel bir temas yoktur. Sanığı cinsel  anlamda vücut dokunulmazlığını ihlal etmeden rahatsız etme durumu söz konusudur. Bu anlamda, cinsen taciz suçunu cinsel saldırı, sarkıntılık, çocuğun cinsel istismarı veya reşit olmayanla cinsel ilişki suçları ile karıştırmamak gerekmektedir.  

ANKARA CİNSEL SUÇLAR AVUKATI 

Yukarıda bahsetmeye çalıştığımız üzere cinsel suçlar kendine özgü suçlardır. Bu davaların mutlaka Ankara Cinsel Suçlar Avukatı ile takip edilmesi gerekmektedir. Hem mağdur hem şüpheli/sanık açısından kesinlikle bir vekil aracılığıyla mümkünse bu konuda tecrübeli bir vekil aracılığıyla takibini tavsiye etmekteyiz. Ankara Cinsel Suçlar Avukatı arıyorsanız bize ulaşabilirsiniz.  

Bu makalemizde sizlere yağma suçundan bahsedeceğiz. Yağma suçu 5237 sy. Türk Ceza Kanunu’nun Malvarlığına Karşı Suçlar adlı Onuncu Bölümünde düzenlenmiştir.  

Mal Varlığına Karşı Suçlar Hırsızlık, Yağma, Mala Zarar Verme, Güveni Kötüye Kullanma, Bedelsiz Seneti Kullanma, Dolandırıcılık, Hileli İflas gibi suçlardır. Malvarlığına Karşı Suçlar 141. Madde olan Hırsızlık suçu ile başlayıp 168. Madde olan etkin pişmanlık hükümleriyle bitmektedir.  

Yağma suçu ise 148. Madde, 149. Madde ve 150. Maddede düzenlenmiştir. 148. Madde de yağma suçunun basit hali ve nasıl oluşacağından bahsetmektedir. 149. Maddesinde nitelikli hallerine yer verilmiş, 150. Maddede ise daha az ceza gerektiren hallerden bahsedilmiştir.  

Yağma Suçunun Hırsızlık Suçundan Farkı Nedir ? 

Yağma suçunda da hırsızlık gibi malvarlığına karşı işlenen suçlar arasındadır. Ancak hırsızlık suçundan farkı : Hırsızlık suçunda suça konu mal, mağdurun haberi olmadan alınır; ancak yağma suçunda cebir ve tehdit kullanılarak malvarlığı alınır. Yağma suçu bileşik suçlardan bir tanesidir. Cebir veya tehdide ek olarak malvarlığının teslimi veya alınmasına karşı koymamaya mecbur bırakılması şeklinde kısaca belirtebiliriz. 150. Madde suçun ilk kısmını şu şekilde belirtmiştir.  

  • Tehdit : Mağdurun kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirilmesi veya malvarlığı itibariyle büyük bir zarara uğratılacağından bahisle tehdit edilmesi 
  • Cebir kullanılarak suçun işlenmesi  

Maddenin devamında senetle alakalı bu suçun işlenmesi halinde de aynı cezanın verileceğini belirtmiştir.  

Yağma Suçunun Cezası  

Yağma Suçunun Basit halinde kanun 150. Madde 6 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası verileceğini belirtmiştir. 151. Maddede   Nitelikli hallerinde ise 10 yıldan  15 yıla kadar hapis cezası verileceğini belirtilmiştir.  

Yağma Suçunda Malın Değeri Az İse Ceza Alınır mı ?  

Malın değeri az ise 1/3 ile 1/2  oranında ceza indirim yapılabilir.  

Peki Fail, Kendi Alacağını Tahsil Amacıyla Yağma Yaparsa Ceza Alır mı ?  

Failin mağdurla aralarındaki bir hukuki ilişkiden dolayı alacağını tahsil amacıyla yağma suçu işlemesi halinde; tehdit yoluyla yapması halinde tehditten ceza alacak, cebir yoluyla yapması halinde ise kasten yaralama hükümlerine göre ceza alacaktır. Yani yağmadan ceza almak yerine sadece tehdit veya kasten yaralama hükümlerinden ceza alıcaktır.  

ETKİN PİŞMANLIK (TCK 168. MD) 

Yağma suçunda etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanılabilir. Mağdurun zararını karşılamak suretiyle faydalanılacaktır. Ancak soruşturma aşamasında veya kovuşturma aşamasında faydalanılıp, faydalanılmadığına göre değişecektir.  

  • Fail soruşturma aşamasında mağdurun zararının pişmanlık göstererek aynen veya tazmin etmek suretiyle gidermesi halinde verilecek ceza yarısına kadarı indirilir.  
  • Fail kovuşturma aşamasında mağdurun zararının pişmanlık göstererek aynen veya tazmin etmek suretiyle gidermesi halinde verilecek cezanın 1/3’üne kadarı indirilir. 

Zararın Bir Kısmı Karşılanırsa Ne Olur ?  

Yağma Suçunda zararın bir kısmı karşılanırsa, dosyada etkin pişmanlığın kabul edilmesi mağdurun rızasına bağlıdır. Mağdur kabul etmezse, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanılamayacaktır.  

Zararın Tamamı Karşılanırsa, Mağdurun Rızası Aranır mı ? 

Yağma Suçunda  etkin pişmanlıktan faydalanılabilmesi için, zararın tamamının karşılanması halinde mağdurun rızası aranmaz. 

Etkin Pişmanlıktan Faydalanmak İçin Avukat Tutmak Zorunda Mısınız ? 

Tabii ki hiçbir dava için avukat tutmak zorunda değilsiniz. Ancak malvarlığına karşı işlenen suçlarda etkin pişmanlık soruşturma sonuna kadar veya kovuşturma sonuna kadar yapılabilmektedir. Bu süreçlerin yönetimi bir ağır ceza avukatı vasıtasıyla daha sağlıklı ilerleyecektir.  

Yağma Suçu Şikayete Bağlı Mıdır ? 

Yağma suçu takibi şikayete bağlı olan suçlardan değildir.  Yani mağdur şikayetinden vazgeçse bile, dava devam etmeye devam edecektir. Ancak mağdurun zararı kısmi olarak karşılandığında, mağdurun buna rıza göstermesi önemlidir.  

Yağma Suçundan Dolayı Karakola Çağrıldığınızda Ne Yapılmalıdır ? 

Bir ağır ceza avukatı ile iletişime geçilmesini tavsiye ederiz. Yağma suçlarında tutukluluk tedbirinin fazla uygulandığına şahit olmaktayız. Soruşturma ve kovuşturma aşamaları kadar kollukta verilen ifade de çok önemlidir. Bu süreçte bir ağır ceza avukatı ile hareket etmek en doğrusudur. 

Yağma Suçu Avukatlık Ücreti Ne Kadardır ?  

Yağma Suçları Ağır Ceza Mahkemelerinden Görülmektedir. Avukatlık Ücreti her sene Türkiye Barolar Birliği Tarafından yayınlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenir. Ancak önemle ifade etmek isteriz ki, bu yayımlanan tarife sadece alt sınırı belirlemektedir. Avukat ile müvekkil istediği fiyatta anlaşabilmektedir. Yağma suçu için alt sınır 2021 yılında 8200 TL ‘dir.  

Ankara Yağma (Gasp) Avukatı 

Ankara Yağma Avukatı veya Ankara Gasp Avukatı olarak bir çok yağma dosyamız bulunmakta, müvekkillerimize yağma suçu konusunda hukuki destek vermekteyiz. Sizlerin ve yakınlarınızın yağma suçu ile ilgili problemlerinde bizimle irtibata geçebilirsiniz. 

Bu yazımızda rüşvet ve irtikap suçundan bahsedeceğiz. suçundan bahsedeceğiz. İrtikap suçu ve rüşvet suçunu birbirine karıştırılmamalıdır. Rüşvet suçunda “Görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için…” Bakın görevi yapması veya yapmaması için. İrtikapta ise ; Yapması gereken bir işin yapılması için. Burada bir işi yapması veya yapmaması, bir memurun yapması gereken bir iş vardır ama yapmasını istemiyorsunuz. Örneğin , arabada şoförün arkasında oturan bir adam düşünelim. Trafik polisi geldi, “Muayenesi yok aracın cezalar da 200 lira.”, “Evet muayenesi yok. Ben de öğrenciyim yazmayın ceza efendim.”, “Öğrenci misin, cezalar 60 TL’den başlıyor.”, ” Bakın ben vakıf üniversitesinde okuyorum şu kadar veriyorum.”, ” Bindiğin arabaya bak , cezalar 60 liradan başlıyor sen karar ver. 300 lira mı yazayım 60 lira mı?” Bakın aslında polisin yapması gereken şey cezayı yazmak çünkü aracın muayenesi yok. Ama ne yapıyor, icbar suretiyle irtikap olur mu? Olmaz. Ne zaman icbar suretiyle irtikap olur bu? Aracın muayenesi yapılmıştır memur onaylamıyordur onaylamak için para ister.  

Adam Özbekistan’dan gelmiş Türkçe bilmiyor sahte rakılarla yakalanıyor. Kolluk görevlileri geliyor ve buna sahte rakılarla ilgili bir şeylerden bahsediyor cüzdanını istiyorlar. Bu da cüzdanından para 250 lira çıkarıp veriyor bunlar da rüşvetten tutanak tutuyorlar. Burada icbar suretiyle irtikap olabilir mi? Haklı bir iş var mı? Yok. Parayı uzatan kişi şunu diyebilir mi, ben Türkçe bilmediğim için, benden her şeyi çıkarmamı istediler ben de paraları da çıkardım. Nedir bu? Kast yok.  “Ülkeye yeni geldim buranın kanunlarını  bilmiyorum polisler ceza kesiyor sandım parayı uzattım.” derse; haksızlık hatasıdır. 

İRTİKAP SUÇUNU SADECE KAMU GÖREVLİSİ Mİ İŞLEYEBİLİR? 

“Görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, bir kamu görevlisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlayan kişi…” kamu görevlisinden bahsediyor mu? Hayır. Yani bir vatandaş işleyebilir.  

RÜŞVETİ ALAN KİŞİ  VATANDAŞ OLURSA BU BİR SUÇ OLUŞTURUR MU  ? 

Hayır. Görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapsın veya yapmasın, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, kendisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlayan kamu görevlisi cezalandırılır Burada ise kamu görevlisinden bahsediyor. Aynı şekilde Rüşvet suçu ile ilişkili dolaylı yolla kendisine menfaat sağlayan kişi ya da tüzel kişinin teklif ettiği menfaati kabul eden yetkilisi de aynı kamu görevlisi gibi müşterek fail olarak cezalandırılır. Tüzel kişinin menfaati kabul eden yetkilisi, kamu görevlisi sıfatı taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın cezalandırılır. Rüşveti alan kişinin kamu görevlisi olması gerekiyor ya, bu fıkrada kamu görevlisi olması şart değil.  

RÜŞVET SUÇUNUN NİTELİKLİ HALİ NEDİR ?  

Rüşvet alan veya talepte bulunan ya da bu rüşvet konusunda anlaşmaya varan kişinin; yargı görevi yapan, hakem, bilirkişi, noter veya yeminli mali müşavir olması halinde, verilecek ceza üçte birden yarısına kadar artırılmaktadır.  Kamu görevliliği şartının biraz daha dışına çıktı, çünkü içlerinde kamu görevlisi sıfatını taşımayanlar olabilir. Mesela bilirkişi, özel kişiler de bilirkişi olabilir. Onlar da bu suçun kapsamına dahil edildiler bir anda. Hem de cezayı arttırıyor. 

RÜŞVETE TEŞEBBÜS NEDİR ? SADEE ANLAŞMA TEŞEBBÜS MÜ SAYILIR ? 

 Özel bir husus vardır. Menfaat sağlanmasa bile  , bir defa rüşvet suçu iki taraf da anlaşınca tamamlanır. Bir taraf teklif ediyor diğer taraf henüz kabul etmemişse teşebbüs. Ama eğer anlaşmışlarsa, tamamlanmış olur.  

RÜŞVET SUÇUNA TEŞEBBÜS NEDİR ? CEZASI NE OLUR ?, 

 Kamu görevlisinin rüşvet talebinde bulunmuş ancak kişi bunu kabul etmemişse ya da vatandaşın kamu görevlisine menfaat temin veya vaadinde bulunması fakat kamu görevlisinin bunu kabul etmemesi halinde fail hakkında, birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre verilecek  olan ceza yarı oranında indirilir. Aslında teşebbüsü de kanun koyucu düzenlemiştir. 

KAMU GÖREVLİSİ OLMASA DA KAMU GÖREVLİSİ GİBİ NEDEN CEZALANDIRILIR ? 

Kişi rüşvet teklif veya temininde aracılık yapıyorsa rüşveti veya teklifi karşı tarafa iletmesi halinde kişi kamu görelisi olsun olmasın müşterek fal olarak cezalandırılır. Bu İştirakte bağlılık kuralına aykırıdır. Yani siz kamu görevlisi değilseniz, kamu görevlisiyle birlikte icraya katılmıyorsanız müşterek fail olabilir miydiniz? Hayır. Bu düzenleme kamu görevlisi olmayan kişiyi de kamu görevlisi gibi cezalandırıyor.  

RÜŞVET SUÇUNDA FAİLLİK NEDİR ? 

Bu düzenleme, uluslararası anlaşmalar çerçevesinde getirildi. Bu madde hükümleri; 

a) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları… Türkiye Barolar Birliği, Tabipler Birliği mesela. 

b) Kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler… Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği 

c) Kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar…. Türkiye Borsalar Birliğinin üniversite açmak için kurduğu bir vakıf veya İstanbul Ticaret Odasının Ticaret Üniversitesini kurmak için kurduğu bir vakıf vardır. 

d) Kamu yararına çalışan dernekler… Türk Kızılay’ı mesela. 

e) Kooperatifler… Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Konfederasyonu. 

f) Halka açık anonim şirketler, adına hareket eden kişilere, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadıklarına bakılmaksızın, görevlerinin ifasıyla ilgili bir işin yapılması veya yapılmaması amacıyla doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, menfaat temin, teklif veya vaat edilmesi; bu kişiler tarafından talep veya kabul edilmesi; bunlara aracılık edilmesi; bu ilişki dolayısıyla bir başkasına menfaat temin edilmesi halinde de uygulanır. 

Bu saydıklarımızın hepsi artık rüşvet suçuna girer. Adam kamu görevlisi olmasa da rüşvet suçu. Bu rüşvet suçu kapsamını genişletmiştir. Bunun sebebi de dediğimiz gibi uluslararası ticaret alanında önem arz etmesi. Özellikle uluslararası şirketler, halka açık anonim şirketler açısından. Daha az maliyetle iş yapmaya çalışanlar ülkelerin zararına işler yapıyorlar bu yüzden böyle bir fıkra getirilmiştir.  

Bu yazımızda sizlere gerek hukuk dosyalarında gerekse de ceza dosyalarında 2016 yılında çıkarılan kanun la istinaf mahkemeleri diğer bir adıyla Bölge Adliye Mahkemeleri kurulmuş ve olağan bir kanun yolu olarak şu an istinaf süreci mevcut olup bu husustan bahsedeceğiz. Lakin biz bu yazımızda ceza dosyalarındaki İstinaf kanun yolundan bahsedeceğiz. İstinaf, Ağır Ceza Mahkemelerinin ve Asliye Ceza Mahkemelerinin verdiği kararların bir üst mahkemeye taşınarak (Bölge Adliye Mahkemelerinin ilgili Ceza Daire’lerinin) tekrardan incelenmesinin talep edilmesidir. Taraflar istinaf mahkemesine başvurarak Ağır Ceza Mahkemesinin veya Asliye Ceza Mahkemesinin vermiş olduğu kararların kaldırılmasını talep ederler. 

İstinaf Etme Süresi Kaç Gündür? 

İstinaf dilekçesi sunma süresi, Ağır Ceza veya Asliye Ceza mahkemelerinin kararının sanığa veya var ise vekili olan bir ceza avukatına tefhiminden (kararın yüze karşı bizzat okunması) veya tebliğinden itibaren 7 gün olarak belirlenmiştir. Bu 7 günlük sürenin son günü tatil gününe denk geliyor ise bir sonraki iş gününün akşamı istinaf dilekçesi sunulabileceğiniz son gün olarak belirlenmektedir. 

İstinaf Başvurusu Nasıl ve Nereye Yapılmalıdır? 

Yerel mahkemeler olan ağır ceza ve asliye ceza mahkemesi kararı sanığa veya vekil sıfatıyla ceza avukatına tefhim edildiyse önceki yazımızda incelediğimiz ve belirttiğimiz gibi istinaf süre tutum dilekçesi verilmesi gerekmektedir. Bu işlemin ardından kararın sanık veya sanığın vekili sıfatıyla ceza avukatına usulüne uygun bir şekilde tebliğinden sonra kararı vermiş olan yerel mahkemesine (ağır ceza ve asliye ceza mahkemeleri) istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesi verilmek suretiyle yapılır. 

Lakin bu işlemler hayati derecede öneme sahip olup süresinde ve usulüne uygun yapılmayan istinaf başvuruları belki de yanlış verilmiş haksız alınmış bir cezanın kesinleşmesine ve suçsuz olan insanların haksız yere ceza evine girmesine neden dahi olabilmektedir. Dolayısıyla istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesini kendinizin yazmamasını, mümkünse alanında uzman bir ağır ceza avukatı veya ceza avukatının mesleki bilgisi ve uzmanlığı ölçüsünde işin ehli olarak gerekli dilekçeyi ve başvuruyu yapmasını önermekteyiz. 

İstinaf Edilebilen Kararlar Hangileridir? 

Bu başlığımızda siz değerli müvekkil veya müstakbel müvekkillerimize Ağır Ceza ve Asliye Ceza Mahkemeleri’nin istinaf başvurusuna tabi olabilen (İstinaf kanun yoluna başvuru yapılabilen) hapis cezalarının hangilerinin istinaf edilebileceği hangilerinin ise edilemeyeceğinden bahsetmek istiyoruz. İlk Derece Mahkemesi (yani Ağır Ceza Mahkemesi veya Asliye Ceza Mahkemesinin) kesin bir karar vererek hapis cezasına veya adli para cezasına hükmetmiş ise bu karara karşı istinaf talebi yapılamaz yani bu türden kararlar istinaf kanun yoluna tabi değildir. Örneğin Ankara…. Asliye ceza mahkemesinin bir suçtan 2 ay hapis cezasına hükmettiğini düşünelim ve bu kararı kesin olarak vermiş olsun. Bu karara karşı istinaf kanun yolu başvurusu yapmak olanaksız olacaktır. Bunun haricinde Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması kararları da istinafa kanun yoluna tabi değildir. Bir diğer istinaf kanun yoluna tabi olmayan kararlar ise seri muhakeme yoluyla veya basit yargılama usulü ile verilmiş olan kararlardır. Bunların haricinde hükmedilen tüm kararlara karşı istinaf kanun yolu başvurusu yapılabilmektedir. 

Tekraren değinmekte fayda vardır ki, böylesine hayati derecede öneme sahip olan bir başvuru dilekçesini kendiniz hazırlamaktan imtina ediniz. Tavsiyemiz şudur ki Ankara Ağır Ceza Avukatları arasından alanında uzman bir ceza avukatı vasıtasıyla ile bu dilekçeyi hazırlamanız ve istinaf kanun yolu başvurusunu bu şekilde yapmanızdır. 

Rüşvet suçunun 3 tane maddi unsuru bulunmaktadır.

1)rüşvet almak

2)rüşvet vermek

3)rüşvet anlaşması

Çoğu kişi rüşvetin en çok işlenen suç tiplerinden olduğunu düşünür ancak  uygulamada 3. Maddi unsur olan rüşvet anlaşması ispatında çok fazla güçlükler çekildiği için yargı merciine çok fazla yansıyamayan suçtur. Haliyle yansımayan bir suç her avukat tarafından tecrübe edilemez ve profesyonelce yargı süreci sürdürülemez  bu  suçta tecrübeli ve güncel kanunları sürekli takip eden avukatlar aracılığı sürdürmeniz sizin için yapacağınız en iyi çözüm yöntemidir. ANKARA AĞIR CEZA AVUKATI olan MİHRAÇ ÇOBAN sizin yargılama sürecinizde oluşabilecek hak kayıplarınızı önlemek sizin menfaatlerinizi korumak adına tüm hukuki desteği size sağlayabilir.

1)RÜŞVET VERMEK; RÜŞVET KİM TARAFINDAN VERİLEBİLİR?

Rüşvet veren kişiye baktığımız da TCK’ da rüşvet vermeyi kamu kişisi de gerçekleştirebilir ,kamu kişisi olmayan kişilerde gerçekleştirebilir demektedir bu sebepten ötürü 1.maddi unsur olan rüşvet vermek suçu özgü suç olmadığı görülmektedir.

2)RÜŞVET ALMAK ;RÜŞVET KİM TARAFINDAN ALINABİLİR ?

Rüşvet alma suçu TCK’da kişinin kamu görevlisi olması gerektiğini söylüyor ve bu kanuna bahisle rüşvet alma suçu özgü bir suç olarak nitelendirilmiştir

3)RÜŞVET ANLAŞMASI ;NEDİR? KİMLER TARAFINDAN YAPILIR ?, NE ZAMAN GEÇERLİ OLUR ?

Tck’e rüşvet konusunda anlaşmaya varılması halinde ,suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur  demektedir.Bu kanundan anladığımız husus söyle olmalıdır kişi parayı vermese bile anlaşma sağlandığı müddetçe rüşvet suçunu işlemiş sayılır.

RÜŞVET SUÇUNDA FAİL KİMDİR?

Rüşvet suçu bir karşılaşma suçudur bu nedenle çok failli bir suçtur

Çok failli suç kavramı zorunlu çok failli ve isteğe bağlı çok fayda suç olmak üzere ikiye ayırmak gerekir bu ayrım iştirak ile suçun işlenebilmesi için birden çok failin bulunması zorunlu olduğu suç tiplerini birbirinden ayırmak için önemli bir unsurdur. Çünkü isteğe bağlı çok failli suçlar iştirak halinde işlenen suçlardır bundan dolayı rüşvet suçu zorunlu çok farklı bir suçtur.

Faillerden bir kamu görevlisi diğeri kamu görevlisi olmayan özel kişidir .Rüşveti alan kamu görevlisi olmak zorundadır.

TCK 252 /8’de eklenen yeni hüküm ile rüşvet alma hareketinin gerçekleştirilebilecek kişi sayısı artırılmıştır. Rüşvet alma suçuna bir istisna getirilmiştir . Bu kişiler ;

  • kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları
  •  kamu kurum ve kuruluşların ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştiraki ile kurulmuş şirketler
  •  kamu kurum ve kuruluşlarından ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar
  • kamu yararına çalışan dernekler
  •  kooperatifler
  • halka açık anonim şirketler adına hareket eden kişilere kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadıklarını bakılmaksızın görevlerinin ifası ile ilgili bir işi yapılması ya da yapılmaması amacıyla doğrudan bir başkasına menfaat temin edilmesi halinde rüşvet suçunun faili olacaklardır.

TCK’da belirli sıfatlara sahip olan kamu görevlilerinin rüşvet alma ve hareketlerini gerçekleştirecek rüşvet suçunun işlemeleri, cezada artırım nedeni sayılmıştır 7. Fıkradaki sayıların kişilerin normalde zaten kamu görevlisidir.Fakat bu kişiler konumlarından dolayı daha önemli statülerde oldukları için kanun koyucu bu kamu kişilerinin rüşvet alma durumunda daha fazla ceza verme isabetli görmüştür.Bu kişiler yargı görevi yapan kişiler ,hakem,bilirkişi, noter veya yeminli Mali müşavir olması halinde verilecek ceza üçte birden yarısına kadar artırılır

RÜŞVET SUÇUNDA MAĞDUR KİMDİR?

Rüşvet suçu kamu dairesi güvenirliği ve işleyişine karşı suçlar bölümün başlığı altında düzenmiştir.Bu suçlarda toplumun devlete olan ;satın alınmaz, eşit işlem yapar ,tarafsız davranır, devlet kendi adına iş yapacak kişiyi özenli ve titiz  seçer bu nedenle kişiler bu kişiler dürüsttür bu kişiler maaşı dışında başka bir menfaat temin etmezler şeklinde güven duygusunu korumaktadır. Sonuç olarak bu öncelikli olarak MAĞDUR kamu idaresi yani devlettir.

RÜŞVET SUÇUNUN GERÇEKLEŞMESİ İÇİN SAĞLANAN MENFAATİN KAMU GÖREVLİSİNE GEÇMESİ GEREKİR Mİ?

Rüşvet anlaşması belirli bir işin yapılması veya yapılmaması karşılığında bir yarar sağlanması amacıyla iki taraf arasındaki fikir birliğine varılması durumunu ifade eder. TCK’da rüşvet konusunda anlaşmaya varılmış olması halinde suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur demektedir. Dikkat edilecek olursa menfaatin sağlanmış olması şart değildir.

RÜŞVET SUÇUNDA SAĞLANAN MENFAAT SADECE PARA MIDIR ?

Uygulamada karıştırılabilen bir durumdur .Kanunda para demiyor menfaat diyor .Bu yüzden ayni veya nakdi bir menfaat olabilir. Örneğin seni tatile yollayabilirim gibi bir cümle rüşvet anlaşmasına konu olabilir.

HEDİYE VE RÜŞVET ARASINDAKİ FARK NEDİR?

Sağlanan yararının miktarı önemli olmamakla birlikte görülen iş ile sağlanan yer arasında belli bir oran bulunması aranmalıdır. Bu nedenle nezaket ifadesi olan küçük bir hediye etmek, kuruma ufak bir bağış veya ikramlar sunmak eğer kamu görevlisinin görevini gerekenleri yerine getirmesi hususunda  etki edebilecek ölçüde değilse yarar olarak kabul edilmemelidir. Bu tip durumlarda menfaat gibi gözüken şey hediye olarak kabul edilecektir. Görüldüğü üzere fazlaca istisna hükümlere sahip olan rüşvet suçu herhangi bir istisnanın gözden kaçırılması ya da konuya hakim olunmaması halinde sizi yargılama süreci içerisinde pek çok hak kayıplarına, yargılama sürecinde lehinize olan durumların aleyhinize dönmesine sebep olabilir. Ankara Ağır Ceza Avukatı olarak tüm bu süreç içerisinde hukuki desteği size sağlamaktan gurur duyarız.

ShentaWp Ayar

Sitemizde çerezler kullanıyoruz. Bu çerezler, deneyiminizi geliştirmek ve web sitemizin performansını analiz etmek için kullanılır. Web sitemizi kullandığınız taktir’de, çerez politikamızı onaylamış sayılacaksınız.